Aksaray’da Gezilecek Yerler
Türkiye’nin İç Anadolu Bölgesi’nde saklı kalmış bir hazine olan Aksaray, tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve kültürel zenginlikleriyle keşfedilmeyi bekleyen bir şehir. Roma döneminden Selçuklu ve Osmanlı İmparatorluğu’na kadar birçok medeniyetin izlerini taşıyan bu şirin şehir, ziyaretçilerine hem tarih hem de doğayla iç içe bir yolculuk sunuyor. Aksaray’ın büyüleyici Ihlara Vadisi’nden, mistik atmosferiyle dikkat çeken Derinkuyu Yeraltı Şehri’ne kadar gezilecek pek çok yer, unutulmaz anılar biriktirmenizi sağlıyor. Peki, Aksaray’da mutlaka görülmesi gereken yerler neler? İşte bu yazımızda, Aksaray’ın gizemli dünyasına adım atmanızı sağlayacak en güzel rotaları sizler için keşfe çıkıyoruz!
Tarihi Yerler
Aksaray, Anadolu’nun zengin tarihini ve kültürel mirasını keşfetmek isteyenler için adeta bir açık hava müzesi niteliğindedir. Selçuklu’nun görkemli izlerini taşıyan kervansaraylardan, Bizans dönemi kiliselerine; antik yerleşimlerden, yeraltı şehirlerine kadar pek çok tarihi yapıya ev sahipliği yapar. Her biri, kendine özgü hikayeleri ve mimari özellikleriyle ziyaretçilerini geçmişe götürerek unutulmaz bir yolculuğa çıkarır. Aksaray’ın tarihi yerleri arasında Sultan Han, Selime Katedrali, Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri, Nora Antik Kenti ve daha pek çok önemli yapı bulunur. Gelin, bu eşsiz tarihi durakları birlikte keşfedelim.
Sultan Han
1229 yılında inşa edilen Sultan Han, Konya yolu üzerinde yer alan ve Selçuklu döneminin ihtişamını günümüze taşıyan önemli bir kervansaraydır. Alaaddin Keykubat’ın emirleriyle yaptırılan bu han, Anadolu’daki en büyük Selçuklu kervansarayı olma özelliğini taşır ve Bizans mimarisinin izlerini de taşır. Sultanhanı kasabasında, 4800 metrekarelik geniş bir alanda konumlanan Sultan Han, ziyaretçilerini tarihi bir yolculuğa davet eder.
Her bir detayıyla görenleri büyüleyen bu yapının mimarı Şamlı Muhammed bin Havlan’dır. Sultan Han, mimari tarzı ve zarif süslemeleriyle Sivas’taki Gök Medrese’yi andıran unsurlar barındırır. Geçmişin izlerini bugüne taşıyan bu kervansaray, görkemli yapısı ve tarihi önemi ile Aksaray’ın en dikkat çekici turistik noktalarından biridir.
Selime Katedrali ve Peribacaları
Selime Katedrali ve Peribacaları, Güzelyurt ilçesinde konumlanıyor. Tam olarak “Selime” kasabasında yer alan turistik destinasyon, merkeze 30 km uzaklıkta. Ihlara Vadisi kapsamındaki Selime Katedrali ve peribacalarını yakından görmek adına vadinin sonuna dek gitmeniz gerekiyor. Ihlara Vadisi içerisinde 100’den fazla tarihi kilise ve katedral olmasına rağmen bunların sadece birkaç tanesi bugün hala ayakta. Bunlardan biri olan Selime Katedrali, ziyaretçilerini oldukça mistik bir ambiyansla karşılıyor. Bu katedral, aktif olduğu dönemlerde Selime’deki pazara gelen kervanların dinlenebilmesi ve ibadet edebilmeleri adına oldukça önemliymiş. Katedral ayrıca bu alandaki din adamlarının eğitimine de yıllar boyunca ev sahipliği yapmış. Kayalara oyulmuş durumdaki bu ayrıcalıklı yapı, Bizans sanatından tipik izler sunuyor.
Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri
Aksaray şehir merkezine yaklaşık 22 km mesafede yer alan Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri, yedi katlı yapısıyla tarihin derinliklerine inen bir keşif yolculuğu sunuyor. Günümüzde bu antik kentin yalnızca üç katı ziyaretçilere açılmış durumda ve bu katlarda toplam 40 oda keşfedilmeyi bekliyor. Yıl boyunca hem yerli hem de yabancı turistlerin yoğun ilgi gösterdiği Saratlı Kırkgöz Yeraltı Şehri, karmaşık yapısı ve yönlendirme tabelalarının olmamasıyla adeta gizemli bir labirenti andırıyor.
Her yıl yaklaşık 150 bin turistin ziyaret ettiği bu büyüleyici yeraltı şehri, Aksaray’ın Gülağaç ilçesi sınırları içinde konumlanıyor ve misafirlerine tarih ve macera dolu bir deneyim sunuyor.
Nora Antik Kenti
Aksaray’da yer alan bir başka antik kent olan Nora, şehir merkezine yaklaşık 28 km mesafede, Hasan Dağı’nın güney eteklerinde konumlanmıştır. Burada gerçekleştirilen kazı çalışmaları, özellikle Bizans dönemine ait birçok değerli eserin gün yüzüne çıkmasına olanak tanımıştır. Nora Antik Kenti’nde, önemli ölçüde zarar görmüş olmasına rağmen, akropol, kilise ve küçük kale gibi yapılar orijinal dokusunu büyük ölçüde korumaktadır ve bu nedenle ziyaret edilmeye değerdir. Ayrıca, kentteki zarif freskler de günümüze kadar ulaşmayı başarmıştır.
Hem Roma hem de Bizans dönemlerinde stratejik bir askeri merkez olarak kullanılan Nora Antik Kenti, aynı zamanda “Mokissos” adıyla da bilinir ve burada yer alan kiliselerin 6. yüzyıla tarihlendiği düşünülmektedir. Son kazı çalışmalarında 50’ye yakın Roma mezarının keşfedilmesi, bölgenin tarihi önemini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Nora Antik Kenti’ni ziyaret etmek için Helvadere araçlarını kullanabilir veya dilediğiniz saatlerde rahatça gezmek için araç kiralama seçeneklerini değerlendirebilirsiniz.
Zinciriye Medresesi
Zinciriye Medresesi, Aksaray’da günümüze ulaşan Selçuklu mimarisinin nadide örneklerinden biri olarak öne çıkar. 15. yüzyılda Karamanoğulları döneminde inşa edilen bu önemli yapı, uzun bir süre boyunca müze olarak da hizmet vermiştir. Osmanlı’nın son dönemlerinde hapishane olarak kullanılan Zinciriye Medresesi, 1985’ten 2004 yılına kadar tekrar müze olarak kullanılmıştır. Kemerli yapısı ve geniş avlusuyla dikkat çeken medrese, geçirdiği kapsamlı restorasyonun ardından özgün mimari detaylarını korumayı başarmıştır.
Sekiz ayrı bölümden oluşan Zinciriye Medresesi, Karamanoğulları’ndan Yahşi Bey tarafından yaptırılmıştır ve tarih meraklıları için önemli bir ziyaret noktasıdır. Pazar günleri hariç haftanın diğer günlerinde ücretsiz olarak ziyaret edilebilir.
Acemhöyük
Acemhöyük, bir zamanlar Anadolu’nun önde gelen maden üretim merkezlerinden biri olarak ün kazanmış ve Hitit yazıtlarında “Puruşhattum” adıyla anılmıştır. Türkiye’nin en büyük höyüklerinden biri olan Acemhöyük, ana yerleşim alanının yanı sıra “Aşağı Şehir” olarak adlandırılan bölümleriyle de dikkat çeker. Aksaray şehir merkezine yaklaşık 20 km mesafede, Yeşilova Köyü sınırlarında bulunan bu antik yerleşim, tarih boyunca pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır.
Geçmişi 4 bin yıl öncesine dayanan Acemhöyük’te gerçekleştirilen kazı çalışmaları, altınlar, heykelcikler, damgalar, süs eşyaları ve çanak çömlek gibi pek çok değerli eserin gün ışığına çıkarılmasını sağlamıştır. Halen aktif olarak devam eden kazılar, Ankara Üniversitesi’nin gözetiminde sürdürülmekte ve bu kadim bölgenin sırlarını gün yüzüne çıkarmaya devam etmektedir.
Paşa Hamamı
Aksaray şehir merkezinde yer alan Paşa Hamamı, Zinciriye Medresesi’ne oldukça yakın bir konumda bulunan ve Sultan II. Abdülhamid döneminde inşa ettirilen tarihi bir hamamdır. Günümüzde hala aktif olarak hizmet veren Paşa Hamamı, hem erkekler hem de kadınlar için iki ayrı bölüme sahiptir. Mimarisinde düzgün kesme taşların kullanıldığı bu hamam, toplamda altı kubbeyle taçlandırılmıştır. Yapının inşasında, Serasker Ortaköylü Hacı Ali Paşa’nın katkısı ve imzası bulunmaktadır.
Tarihi dokusu ve geleneksel Türk hamamı atmosferiyle Paşa Hamamı, ziyaretçilerine geçmişten günümüze bir deneyim sunmaya devam ediyor.
Güzelyurt Gelveri Evleri
Güzelyurt, “Aksaray’da gezilecek yerler” listelerinde sıklıkla adı geçen bir bölgedir ve sadece turistik destinasyonlarıyla değil, aynı zamanda kendine özgü mimarisiyle de ünlüdür. “Güzelyurt Gelveri Evleri” olarak bilinen bu geleneksel yapılar, Aksaray şehir merkezine yaklaşık 30 km uzaklıkta bulunur. Özellikle Kapadokya’yı ziyaret eden yabancı turistler, bu özgün evlere de büyük bir ilgi gösterirler.
Tarihi boyunca Rumların yaşadığı bilinen Güzelyurt Köyü’ndeki bu evler, mübadele sonrasında da kullanılmış ve bazıları günümüzde butik otel olarak hizmet vermektedir. Güzelyurt evlerinin en belirgin özelliklerinden biri, çatı kısımlarında kullanılan kemer sistemleridir. Ayrıca her evin kapısında yapım yılına dair bilgiler yer alır, bu da her bir yapıyı benzersiz kılar. Geleneksel taş işçiliği ve otantik atmosferiyle Güzelyurt Gelveri Evleri, ziyaretçilerine geçmişin dokusunu hissettiren unutulmaz bir deneyim sunar.
Güvercin Kayası
Aksaray’ın en önemli tarihi noktalarından biri olan Güvercin Kayası, yaklaşık 30 yıldır süren kazı çalışmalarıyla tarihini gözler önüne sermektedir. Mamasın Barajı’nın hemen yanında yer alan bu büyük höyük, çeşitli arkeolojik buluntulara ev sahipliği yapar. Kazılar sırasında kale surlarından hayvan fosillerine kadar birçok kalıntı ortaya çıkarılmış, bu da Güvercin Kayası’nın köklerinin Kalkolitik döneme kadar uzandığını kanıtlamıştır.
Çatalsu Köyü sınırları içinde bulunan Güvercin Kayası’ndaki arkeolojik çalışmalar, İstanbul Üniversitesi’nin öncülüğünde devam etmektedir. Ziyaretçilere ücretsiz olarak açık olan bu bölge, tarih ve arkeoloji meraklıları için önemli bir keşif noktasıdır.
Doğal Güzellikler
Aksaray, zengin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra büyüleyici doğal güzellikleriyle de ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar. İç Anadolu’nun kalbinde yer alan bu şehir, derin vadilerden volkanik dağlara, krater göllerinden antik yerleşimlere kadar doğanın eşsiz armağanlarıyla doludur. Ihlara Vadisi’nin mistik atmosferi, Hasan Dağı’nın macera dolu parkurları, Tuz Gölü’nün sakin manzaraları ve Narlıgöl’ün şifalı suları, doğa tutkunları ve keşif meraklıları için adeta bir cennettir. Aksaray’ın sunduğu bu doğal güzellikler, hem huzur arayanlar hem de adrenalin dolu aktiviteler için ideal rotalar sunar.
Ihlara Vadisi
Ihlara Vadisi, tarihi kaynaklarda “Peristremma” adıyla anılan ve doğa ile tarihin iç içe geçtiği eşsiz bir destinasyon olarak karşımıza çıkıyor. Göz alıcı doğa manzaralarının yanı sıra, geçmişin izlerini taşıyan şapel ve kiliselere ev sahipliği yapan bu vadide, tarihin, kültürün ve doğanın büyüleyici bir şekilde buluştuğuna tanık olabilirsiniz. Aksaray’ın Güzelyurt ilçesinde yer alan Ihlara Vadisi, dünya çapında tanınmış bir doğa harikasıdır.
Dünyanın en eski kanyonlarından biri olarak bilinen Ihlara Vadisi, yaklaşık 150 metre derinliğe sahip olup, Melendiz Nehri’nin hayat verdiği bir bölgedir. Kaya oyma mekanları ve renkli fresklerle süslenmiş kiliseleriyle dikkat çeken bu vadiyi keşfetmek isteyenlerin, en az yarım günlerini ayırmaları önerilir. Aksaray şehir merkezine 30 km uzaklıkta bulunan Ihlara Vadisi, büyüleyici atmosferi ve tarihi zenginlikleriyle ziyaretçilerini adeta zamanda bir yolculuğa çıkarıyor.
Hasan Dağı
Hasan Dağı, Aksaray şehir merkezine yakın konumuyla bölgeye gelen turistlerin rotasında sıklıkla yer bulan ve şehrin birçok noktasından rahatlıkla görülebilen etkileyici bir doğal güzelliktir. Özellikle doğa yürüyüşleri için ideal olan Hasan Dağı, trekking, yamaç paraşütü ve dağcılık gibi doğa sporlarına ilgi duyan toplulukların buluşma noktasıdır.
3200 metrenin üzerindeki yüksekliğiyle, Kapadokya bölgesinden bile selamlanabilen bu dağ, Helvadere kasabasına da oldukça yakındır. Doğaseverler genellikle Hasan Dağı’nda bir keşif turuna başlamadan önce, kasabanın huzurlu atmosferinde mola verirler. Volkanik bir yapıya sahip olan Hasan Dağı’nın son patlamasının yaklaşık 6 bin yıl önce gerçekleştiği bilinmektedir. Bu heybetli dağ, doğanın sunduğu tüm maceralara davetiye çıkarıyor.
Tuz Gölü
Doğal güzelliği ve zengin biyolojik çeşitliliği ile dikkat çeken Tuz Gölü, kuş gözlemcilerinin vazgeçilmez duraklarından biridir. “Kuş cenneti” olarak da bilinen bu eşsiz göl, birçok kuş türünün kuluçka ve barınma alanı olarak büyük bir öneme sahiptir. Gölde dolaşırken, kuşların huzur veren sesleri eşliğinde gölün büyüleyici manzaralarını keşfedebilir ve çıplak gözle görmenin zor olduğu nadir kuş türlerini yakından izleme fırsatı bulabilirsiniz.
Tuz oranının yüksekliği sayesinde kış aylarında donmayan Tuz Gölü, turna, yaban kazı, flamingo gibi birçok kuş türüne ev sahipliği yaparak ziyaretçilerini adeta bir doğal tabloyla karşılar. Türkiye’nin tuz ihtiyacının yaklaşık %40’ını karşılayan bu göl, hem doğaseverler hem de fotoğraf meraklıları için benzersiz bir deneyim sunuyor.
Narlıgöl (Acıgöl)
Narlıgöl, diğer adıyla Acıgöl, Aksaray ve Niğde sınırında yer alan ve mineral bakımından zenginliğiyle bilinen doğal bir güzelliktir. Özellikle sodyum açısından oldukça zengin olan bu göl, hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerin sağlık turizmi amacıyla tercih ettiği popüler bir termal destinasyondur. Suyun sıcaklığı 65 dereceye kadar ulaşır ve özellikle romatizmal hastalıklar ile cilt rahatsızlıklarının tedavisine yardımcı olduğu düşünülmektedir.
Aksaray şehir merkezinden kalkan Sofular dolmuşlarıyla ulaşabileceğiniz Narlıgöl, volkanik bir krater gölü olmasıyla dikkat çeker. Gölün kalp şeklini andıran yapısı, buraya romantik bir atmosfer katarak ziyaretçilerini büyüler. Hem doğası hem de şifalı sularıyla öne çıkan Narlıgöl, huzur ve sağlık arayanların vazgeçilmez rotalarından biridir.
Aksaray Manastır Vadisi
Manastır Vadisi, Aksaray’ın Güzelyurt ilçesine sadece 4 kilometre mesafede yer alan, hem tarihi dokusu hem de doğa güzellikleriyle dikkat çeken bir cennettir. Tarih ve doğa tutkunlarının her zaman ilgisini çeken bu vadi, keşfedilmeyi bekleyen sayısız kilisesi ve doğa yürüyüşleri için sunduğu benzersiz parkurlarıyla ziyaretçilerine unutulmaz bir deneyim sunar.
Yaklaşık 5 kilometrelik bir alanı kaplayan Manastır Vadisi, Hıristiyanlığın Anadolu’da yayılmasında önemli bir merkez olmuştur. Özellikle Ortodoks düşüncesinin bu bölgede yoğunlaşması, vadiye tarihi bir değer kazandırmaktadır. Aksaray Manastır Vadisi’nde yaklaşık 50 kilise ve manastır bulunmaktadır. Ziyarete açık olan yapılar arasında Kalburlu Kilise, Papazevi ve Büyük Kilise Camii, en çok ilgi gören ve ziyaret edilen yerler arasındadır.
Belisırma Köyü
Ihlara Vadisi’nin kalbinde yer alan Belisırma Köyü, vadiyi keşfetmeye gelenler için ideal bir mola noktasıdır. Burada, temiz hava eşliğinde suyun huzur veren sesiyle dinlenebilir, yöresel lezzetleri tatmanın keyfini çıkarabilirsiniz. Tarihi dokusuyla dikkat çeken Belisırma Köyü, eski Rum yerleşimlerinin izlerini taşır ve Melendiz Çayı’na komşu konumuyla doğaseverler için de cazip bir duraktır. Ancak, köy zamanla dışarıya göç vermiştir ve nüfusu azalmıştır.
Belisırma Köyü’nde, ziyarete açık durumda olan 7 kilise bulunur. Birbirine yakın konumda yer alan bu kiliseleri kolayca gezebilir, bölgenin tarihi zenginliklerini keşfedebilirsiniz. Ziyaretçiler genellikle Direkli Kilise, Bezirhane Kilisesi ve Bahattin Samanlığı Kilisesi’ni görmeye öncelik verirler.
Aşıklı Höyük
Gülağaç’ın Kızılkaya köyünde yer alan Aşıklı Höyük, yaklaşık 10 bin yıllık geçmişiyle Anadolu’nun en eski yerleşim alanlarından biridir. Burada gerçekleştirilen kazılarda ortaya çıkan eserler, Aksaray Müzesi’nde sergilenmekte olup, höyük, dikdörtgen planlı kerpiç mimarinin Anadolu’daki en eski örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir. Ayrıca, dünyadaki ilk beyin ameliyatının da bu bölgede gerçekleştirildiği bilinmektedir. Bu ameliyata ait izlerin somut şekilde gözlemlenebildiği kafatası da Aksaray Müzesi’nde sergilenmektedir.
2009 yılından bu yana ziyaretçilere açık olan Aşıklı Höyük, yıllar süren yoğun kazı ve araştırma çalışmalarına ev sahipliği yapmıştır. Aşıklı Höyük’ü ziyaret ettikten sonra, buraya oldukça yakın bir konumda bulunan Melendiz Nehri’nin güzelliklerini de keşfedebilirsiniz. Tarihi ve arkeolojik önemiyle Aşıklı Höyük, bölgenin en dikkat çeken turistik noktalarından biridir.
Müzeler
Aksaray, zengin tarihini ve kültürel mirasını müzelerinde sergileyerek ziyaretçilerine geçmişten günümüze uzanan bir yolculuk sunar. Şehirdeki müzeler, binlerce yıllık uygarlıkların izlerini taşıyan eserleri ve tarihi belgeleri bünyesinde barındırır. Aksaray Müzesi gibi modern ve kapsamlı müzeler, kazılardan çıkarılan buluntuları sergilerken, ziyaretçilere bölgenin tarihini, sanatını ve kültürel zenginliklerini yakından keşfetme fırsatı verir. Şehrin bu önemli müzeleri, tarih meraklıları ve kültür tutkunları için Aksaray’da mutlaka görülmesi gereken yerler arasında yer alır.
Aksaray Müzesi
Aksaray’da müzecilik faaliyetlerinin kökeni 50 yıl öncesine kadar uzanır. İlk müze çalışmaları, ağırlıklı olarak Zinciriye Medresesi’nde gerçekleşmiş ve bölgedeki kazılardan elde edilen eserler uzun süre bu tarihi yapıda sergilenmiştir. Ancak zamanla Aksaray Müzesi, bugünkü modern binasına taşınarak ziyaretçilerine daha geniş ve kapsamlı bir alan sunmaya başlamıştır. Şehir merkezinde, Konya Caddesi üzerinde konumlanan yeni müze binası, yaklaşık 10 bin metrekarelik bir alana yayılmıştır.
Üç katlı yapının mimarisi, bölgedeki peri bacaları ve Selçuklu dönemi kümbetlerinden ilham alınarak tasarlanmıştır. Günümüzde Aksaray Müzesi, zengin koleksiyonunda yaklaşık 15 bin esere ev sahipliği yapmaktadır. 2004 yılından bu yana yeni yerinde hizmet vermeye devam eden müze, bölgenin kültürel mirasını ve tarihini keşfetmek isteyenler için önemli bir durak niteliğindedir.
Dini Yapılar
Aksaray, tarih boyunca farklı kültür ve dinlerin buluşma noktası olmuş, bu zenginliği de dini yapılarında yansıtmıştır. Şehirdeki camiler, kiliseler ve diğer kutsal mekanlar, her biri kendine özgü mimarisi ve tarihsel önemiyle dikkat çeker. Selçuklu dönemi eserlerinden Bizans kiliselerine kadar uzanan bu dini yapılar, hem inanç turizmi hem de kültürel miras açısından büyük değer taşır. Kilise Camii (Aziz Gregorius Kilisesi), Yılanlı Kilise, Ulu Camii ve diğer pek çok yapı, Aksaray’da geçmişin ruhunu yaşamak isteyen ziyaretçilerini bekler.
Kilise Camii (Aziz Gregorius Kilisesi)
Aziz Gregorius Kilisesi olarak da bilinen Kilise Camii, Aksaray’ın Güzelyurt bölgesinde yer alan ve erken Hristiyanlık dönemine ait önemli bir dini yapıdır. Ortodoks dünyası için özel bir yere sahip olan bu kilise, 385 yılında İmparator Theodosius’un emriyle kapalı haç planında inşa edilmiştir. 1835 yılında gerçekleştirilen kapsamlı restorasyonla önemli bir değişim geçiren Aziz Gregorius Kilisesi, bölgedeki Rumların mübadele ile Yunanistan’a gitmesinin ardından camiye dönüştürülmüş ve halk arasında Kilise Camii olarak anılmaya başlanmıştır.
Kilise avlusunda yer alan çan kulesi, restorasyon sonrasında minareye çevrilmiştir. Yapının içindeki orijinal freskler ise, onları korumak amacıyla badanayla kaplanmıştır. Kilise Camii, hem tarihi dokusu hem de geçirdiği dönüşümlerle Güzelyurt’un en dikkat çekici yapılarından biri olmaya devam ediyor.
Yılanlı Kilise
Ihlara Vadisi’nin içinde yer alan Yılanlı Kilise, bugüne kadar ayakta kalmayı başarmış önemli dini yapılar arasında bulunur. Ziyaretçiler, kiliseye girdiklerinde özellikle ikonaların ilk günkü gibi sağlam ve canlı kalmasına tanıklık edebilirler. Yılanlı Kilise’nin üst kısmı, özel beşik tonozlarla örtülüdür ve kuzey duvarlarında dikkat çeken kesiş mezarları bulunur.
Kilise, adını batı duvarlarındaki yılan tasvirlerinden alır. Bu tasvirlerde, dört günahkar kadının farklı sebeplerle yılanlar tarafından ısırıldığı sahneler yer alır. “Serbest Yunan Haçı” planına göre tasarlanan kilisenin, 9. yüzyılda inşa edildiği düşünülmektedir. Yılanlı Kilise, hem mimarisi hem de etkileyici freskleriyle Ihlara Vadisi’nin en dikkat çekici duraklarından biridir.
Eğri Minare
Eğri Minare, adı kadar ilginç olan yapısıyla dikkat çeken ve İtalya’daki ünlü Pisa Kulesi’ne benzer eğik formuyla bilinir. Ancak, Pisa Kulesi kadar tanınmış olmasa da, Aksaray’ın merkezinde, Nevşehir Caddesi üzerinde yer alan bu Selçuklu dönemi eseri, görülmeye değer tarihi yapılar arasında yer alır. Yerel halk arasında “Kızıl Minare” olarak da anılan minare, bu ismini, yapımında kullanılan kırmızı tuğlaların yoğunluğundan almıştır.
1236 yılında, Gıyaseddin Keyhüsrev’in emriyle tamamlanan Eğri Minare, 30 metre yüksekliğe sahip olup, içerisinde toplam 92 basamak bulunur. Minarenin eğik yapısının bilinçli mi yoksa bir hata sonucu mu oluştuğu ise hâlâ tartışma konusudur. Şehirdeki bu tarihi yapıyı ziyaret ederken, önünde bir hatıra fotoğrafı çekmeyi ihmal etmeyin.
Çanlı Kilise
Aksaray’ın en eski ve en etkileyici yapılarından biri olan Çanlı Kilise, Çeltek ve Akhisar köyleri arasında, tepe bir noktada yer alarak dikkat çeker. Konumu sayesinde etkileyici bir manzaraya sahip olan bu tarihi kilise, özellikle freskleriyle öne çıkar. Ne yazık ki Çanlı Kilise’nin bazı bölümleri tahrip olmuş olsa da, hala mevcut olan kalıntılar Bizans mimarisinin izlerini taşır ve ziyaretçilere tarih dolu bir deneyim sunar.
11. yüzyıldan günümüze kadar ulaşan Çanlı Kilise, Aksaray şehir merkezine yaklaşık 12 kilometre uzaklıkta bulunur. Aynı zamanda, Hasan Dağı’nın en güzel manzarasına sahip noktalardan biri olarak kabul edilir. Tarih ve doğanın buluştuğu bu büyüleyici yapıyı keşfetmek için mutlaka listenize eklemelisiniz.
Ağaçaltı Kilisesi
Ağaçaltı Kilisesi, diğer adıyla Daniel Pantonassa Kilisesi, Aksaray şehir merkezine yaklaşık 25 kilometre uzaklıkta yer alır ve Ihlara Vadisi’nin giriş noktasında konumlanmıştır. Güzelyurt’a giden toplu ulaşım araçlarını kullanarak bu tarihi kiliseye ulaşabilirsiniz. Kilisenin en dikkat çekici özelliklerinden biri, son derece sağlam kayaların içine oyulmuş olması ve ana girişinin toprağın altında bulunmasıdır.
Ağaçaltı Kilisesi’nin duvarlarında yer alan resimlerin büyük bir bölümü zamanla silinmiş olsa da, kalan tasvirler Hristiyanlık tarihine dair önemli sahneler sunar. Serbest haç planına sahip olan bu yapının inşa tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte, 10. yüzyıla ait olduğu düşünülmektedir. Kiliseyi ziyaret ederek, Ihlara Vadisi’nin doğal güzellikleri arasında tarihle iç içe bir yolculuğa çıkabilirsiniz.
Sümbüllü Kilise
Sümbüllü Kilise, Aksaray’daki pek çok tarihi kilise gibi Ihlara Vadisi’nin büyüleyici manzarası içinde yer alır. İki katlı ve tek nefli, dikdörtgen planlı tasarımıyla öne çıkan bu tarihi yapı, büyük bir kaya kütlesine oyulmuş olup, 11. yüzyıldan günümüze ulaşmayı başarmıştır. Kilise içerisindeki freskolar, yapının o dönemdeki dini ve kültürel önemini gözler önüne sermektedir.
Kilise duvarlarında Meryem Ana’nın ölümü, Mikail ve Cebrail ile çeşitli azizlerin tasvirleri, yüzyıllar boyunca tahrip olmadan günümüze kadar ulaşmıştır. Ayrıca, “Fırında Üç İbrani Genci” olarak adlandırılan sahne de kilisede dikkat çeken diğer önemli tasvirler arasındadır. Aksaray şehir merkezine 35 kilometre uzaklıkta bulunan Sümbüllü Kilise’nin aslında büyük bir manastıra ait olduğu tahmin edilmektedir. Bu tarihi yapıyı ziyaret ederek, geçmişin derin izlerini yakından görme fırsatını kaçırmayın.
Ulu Camii
Aksaray’ın en önemli dini yapılarından biri olan Ulu Camii, 1408 yılında Rükneddin Mesud tarafından inşa edilmiştir. Rükneddin Mesud, tarihte önemli bir figür olan Kılıçarslan’ın oğlu olarak tanınır. Ulu Camii’nin orijinal kitabesi günümüze ulaşmış olup, bu kitabede caminin mimarının “Mimar Firuz” olduğu bilgisi yer almaktadır. Osmanlı kaynaklarında ise Ulu Camii, zaman zaman ”Karamanoğlu Mehmed Bey Camii” olarak da anılmaktadır.
Kare planlı caminin taşları, düzgün kesme taş formunda olup, Selçuklu mimarisinin zarif detaylarını yansıtır. Caminin minberi, özellikle dikkat çekicidir; Selçuklu Dönemi’nin ünlü ahşap işçiliğinden etkileyici bir örnek sunar. Tarihi caminin bugünkü minaresi ise yaklaşık 100 yıl önce yapıya eklenmiştir. Ulu Camii, hem mimari hem de tarihi açıdan Aksaray’ın en değerli yapılarından biri olarak ziyaretçilerini beklemektedir.